9 Eylül 2013 Pazartesi

ÜÇ DİL


En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
Bedri Rahmi EYUBOĞLU

21 Ağustos 2013 Çarşamba

her şeyin çaresi SEVGİ........

Bugüne kadar şeytanın en tehlikeli oyunlarını boşa çıkaran bir büyü varsa o da sevgidir. Nebiler; firavunların, nemrutların, şeddatların gayız ve öfke ateşlerini sevgi kevserleriyle söndürmüşlerdir. Bütün hak dostları, şirazesi kopmuş bir kitabın eczası gibi şuraya-buraya saçılmış disiplinsiz ve asi ruhları sevgiyle bir araya getirmiş ve insanî münasebetler alış verişinde buluşturmuşlardır. Sevginin gücü her zaman Hârût ve Mârût'un sihrini bozacak kadar aşkın olmuş ve Cehennem ateşini söndürecek kadar da tesirli. Bu itibarla da sevgi silahına sahip olan birinin artık bir başka silaha ihtiyaç duyacağını sanmıyorum.. evet sevgi, namlusundan fırlamış mermi ve top güllelerini bile tesirsiz hâle getirecek kadar güçlüdür.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Karbonatın Mucizevi Faydaları

Çoğu kişi, karbonatı sadece hamur işi yapımında kullanıldığını düşünmektedir. Fakat bu besinin birçok yararı bulunmaktadır.Kozmetikten tutunda sağlığa kadar birçok yararlı etkisi olan ürün, suda çabuk çözülme özelliğine sahip olduğundan hemen hemen her sektörde kullanılmaktadır. Doğallıktan yana olanlar için çok özel bir ürün olan karbonat, birçok bölümlere ayrılmaktadır. Maden, kimya gibi birçok alanda kullanılan çeşitleri vardır. Sodyum, magnezyum, kalsiyum, amonyum, baryum çeşitlerinden oluşan karbonatın, genel adı Karbonik bazik tuzudur. Karbonik asit bazlardan oluşan karbonat, tuzların ortak adını oluşturmaktadır. Bu ürün, kimyasal maddelerden oluşmuş olsa da çoğu içeriklerden daha doğal ve zararsızdır. Herhangi bir alerjik reaksiyonu olan kişileri olumsuz etkileyebilmektedir.4024_karbonat3Özellikle yaz aylarında işkence haline gelen terleme sorununa deva olan karbonat, doğal yollardan terleme fonksiyonunu aza indirmektedir. Aşırı terleme problemi yaşayan kişilerin kullanabileceği ürün, ucuz olması ile de çok cazip bir seçenektir. Kokuyu ve terlemeyi engelleyen bu doğal yöntem, aynı zamanda cildinizin daha yumuşak ve pürüzsüz olmasını sağlamaktadır. Karbonatı ve bir miktar sirke bileşenini karıştırıp krem şekline getiriniz ve banyo çıkışı bu karışımı koltuk altına ya da en çok terleme yapan bölgelere hafif bir şekilde masaj yaparak uygulayınız. Bu karışımın etkisi birkaç gün sürecektir. Ve deodorant kullanmak zorunda kalmayacaksınız. Cildinizin pürüzsüz olmasını ve nem kazanması için karbonat ve su karışımım ile yüzünüze masaj yapınız. Yumuşak ve parlak bir cilde sahip olacaksınız. Burada dikkat edeceğiniz en önemli husus, yüzünüzü çok iyi durulamanız’dır.4024_asiri-terleme-ozguven-eksikligine-neden-olabiliyor-4696320_7776_oTemizlik içinde etkili yararları bulunan karbonat, zor gibi görünen işleriniz çok kısa sürede halletmenize yardımcı oluyor. Özellikle ev hanımlarının tasarruf yapmasını sağlayacak ürün, deterjan kullanımını yarı yarıya indirecektir. Çamaşırlarınızın daha iyi dezenfekte etmeye yarayan karbonat, aynı zamanda kimyasal çözeltilerden arındırmasına yardımcı olacaktır. Çamaşırlarınızı deterjan ve bir miktar karbonat ekleyerek yıkayabilirsiniz. Gümüş olan eşyalarınızı parlatmak için su ve karbonat karışımını kullanabilirsiniz. Aynı şekilde porselen ya da kararan mutfak eşyalarınız için de kullanabilirsiniz. Fakat bu eşyalar için limon ile karışım yapmanız gerekecektir.
Paslanmayı önleme için ise yine bu ürünü kullanabilirsiniz. Mutfak tezgahlarını, zeminleri, lavobaları, fayansları, bu ürün ile ovalayıp daha temiz ve hijyenik bir ortam yaratabilirsiniz. Temizlenmesi zor olan yağ ve meyve sularını çok rahat karbonat ile temizleyebilirsiniz. Yağ ya da meyve suyu dökülen bölgeye karbonat dökünüz ve biraz bekleyiniz bu olumsuz faktörlerin kaybolduğuna şahit olacaksınız. Tıkanan giderleriniz açmak için 2 litre kaynar su ve karbonatı karıştırıp giderlere dökerseniz, çok çabuk açıldığını göreceksiniz.4024_n8d6z9d_dis_beyazlatma_yontemleri_karbonat_1Karbonat koku giderme konusunda oldukça başarılıdır. Halı ve tüllerde meydana gelen kokuları gidermektedir. Ayrıca ağız kokusunun en doğal bileşenidir. Bembeyaz dişlere sahip olma isteyenler, çok kolay bir uygulama ile istedikleri beyazlığa kavuşabilecekler. Dişinizi fırçaladıktan sonra fırçanıza karbonat sürerek tekrar fırçalayınız. Tuz ile karıştırdığınızda dişlerinizde biriken zararlı maddeleri temizler ve ağız tedavisinde olumlu sonuçlar verir. Bakterileri dezenfekte eden ürün, ağız kanserine engel olmaktadır.
Sağlık açısından önemli bir yere sahip olan karbonat, mide sorunu yaşayan kişilerin de imdadına koşmaktadır. Yemek sonrasında ağrı çeken ve sindirim zorluğu yaşayan kişiler, bir miktar karbonat ve suyu karıştırıp içerler ise rahatlayacaklardır. Kepek sorununu ortadan kaldıran karbonat, aynı zamanda saçlarınız daha kısa sürede temizlenmesini sağlamaktadır. Saçlarınız yıkadıktan sonra karbonat ile masaj yaparsanız kepek probleminden kurtulabilirsiniz. Bademcik problemini ortadan kaldırmak için karbonat ile suyu gargara yapınız.
Yazar: Elif Acıkgöz

1 Ağustos 2013 Perşembe

SEVGİLERDE


Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

Behçet NECATİGİL

25 Şubat 2013 Pazartesi

Zehir(N.F.K)...Son şiiri--(R.K)
Çocukken haftalar bana asırdı;
Derken saat oldu,derken saniye...
İlk düşünce,beni yokluk ısırdı:
Sonum yokluk olsa bu varlık niye?

Yokluk,sende yoksun,bir var bir yoksun!
İnsanoğlu kendi varından yoksun...
Gelsin beni yokluk akrebi soksun!
Bir zehir ki,hayat özü faniye...

21 Şubat 2013 Perşembe

Ahlak katili diziler, bize ensest ikram eden senaristler

                                                                                                        







Ahlak katili diziler, bize ensest ikram eden senaristler

21 Şubat 2013 PerşembeSüleyman ÖZIŞIK
Önce ratingleri mafya dizilerinde, yetmeyince bu kez  şevhet fırtınasında aradılar. O da yetmeyince hayallerindeki rolü devreye soktular!

Ailelere bu kez ensest ikram ediyorlar!

Belli ki; gerçek hayatta, izbe köşelerde yaşadıklarını, epeşkere yapmak isteyen ensest sevdalıları, toplumun değer yargılarını sanata ve sanatçıya saygı kisvesi altında alabora etmeye ahdetmiş.
Milletin nimet bildiği değerlerine göz koyan şeref yoksunları dizi dizi dizilmiş. İnsanlığın en değerli hazinesi olan edep ve hayayı ortadan tamamen kaldırıp, milleti anasına, bacısına, kızına, yengesine sarkacak kıvama getirmek için şeytanı utandıracak hamleleri ardı ardına yapıyorlar.

Bir kardeşin kollarından diğerinin kucağına, karısının koynundan, yengesinin yatağına süzülenlerin adı "Aşık" olmuş.

Fahişeyi masum, onu yatağa atmak için yarışan iki kardeşi sevdalı, hapçıyı, hırlıyı hırsızı birer gariban göstererek en ölümcül zehri günbegün toplumun bilinç altına zerkediyorlar. Kimlerin, kimin hayatına girdiği, hangisinin hangisine seksi endam ettiği belirsiz.

Bir herc ü merc yaşanıyor.

Ekranın üst köşesine "13+, 18+" yazarak sözde çocukları korumaya çalışıyorlar. "Yaşınız bunun üstündeyse, artık kim kimi yakalarsa..." diyerek belli bir kesime sapkınlığı ezberletmeye çalışıyorlar.

Namussuzluğu yaş sınırıyla sınırlayacak kadar iffetsizler. İnsanlık ve hayvanlık sınırından bihaberler. At tayına, eşek sıpasına, köpek eniğine, domuz bile yavrusuna şevhetle bakamazken, kanı bozuk, ciğeri beş para etmezler bizlere, "Yahu kimseyi bulamazsanız ailenizi düzün"diye rol biçiyorlar.

Diziyi uzattıkça, daha çok para kazanacaklarını biliyorlar! Senaryo ona göre yazılıyor. Ya iki kardeş aynı kızı kovalıyor, ya yeğen amcasının karısını bir kuytuda kıstırmaya çabalıyor.

O da olmazsa apartman sensörlerinin bile seçemediği boydaki öğrenciyi öğretmenine aşık diye mecnunlaştırıyorlar. Lise öğrencilerinin okulda alkol almasının, ilişkiye girmesinin ve dahi hamile kalmasın çok normal bir şey olduğu fikrini akıllara nakış gibi işliyorlar.

Ya biri olgun seviyor, ya diğeri sübyancı oluyor. Çarpık ve sapkın ilişkilerle bezenmiş sahneler uzadıkça uzuyor, namus ve haya duvarları şerefsizce dövülüyor.

Amaç belli.

Ahlaksızlığı, normalleştirmek!

Kısacası ahlak katili diziler, iblisin askerlerinin elinde...

Sadece diziler mi?

Bir devlet tiyatrosunda, anneyle oğul arasında geçen ensest ilişki, en şevhet uyandıran sahnelerle izleyicilere sergileniyor. Bunları yapanlar, devletin benden ve sizden aldığı vergilerle maaşını ödediği devlet sanatçıları.

Haberlerin altına iliştirilen yorumlara göz atıyorum, içindeki şeytanı uyandırdıkları bir genç,"Annem çirkin, yoksa affetmezdim" diye hayıflanıyor!

Irza ve namusa kasteden senaristler daha çok para kazandıkça azıyor, kazandıkça toplumun değer yargıları daha çok kalbura çevriliyor.

Bedeli ise şiddet, taciz ve tecavüz olarak kadınlara fatura ediliyor. Gazete sayfaları, 3 yaşındaki bebeğe, 88 yaşındaki nineye tecavüz, aile içi çarpık ilişkilerle dolup taşıyor.

Ve ne acıdır ki, bir iki haftada yayından kaldırılması muhtemel dizilere bu toprakların insanları ruh veriyor, can veriyor.

Hal böyle olunca, her ağızdan, "Ne olacak bu toplumun hali" sözü çıkıyor, ama herkes her zaman yaptığını yapıyor.

Yani hiçbirşey yapmıyor!

Adına RTÜK denen, börtü böcek dizilerinden bile bir keramet çıkarmaya çalışan kurum da afyon yutmuş gibi bu rezilliği, bu kepazeliği izliyor. İzliyor çünkü benzeri dizi veya yarışmalar, Başbakan Erdoğan'a akrabalık bağıyla bağlı olan bir zatı muhteremin kanalında yayınlanıyor.

Belli ki, "Biz böyle ecdat tanımadık" diyen Erdoğan'ın bu kez de, "Biz böyle aile kavramı tanımadık" demesini bekliyor RTÜK'teki azizler.

****

Sahi artık yetmedi mi?

İzleyerek yarattığınız canavar sizi yemeye başladı.

Bu çıldırmışlık, bu gözü dönmüşlük edep fukaralarının yanına kar mı kalacak?

Bu hayasızlığı sergileyenleri kasırga gibi darmadağın etmek gibi bir düşünceniz hala yok mu?

Hala mı şah damarınıza basılmadı?

Eğer içinizde ailenin mukaddes olduğuna dair bir küçük inanç var ise, eğer hala ahlaksızlığın karşısında duracak yüreğiniz ve cesaretiniz var ise, bir adım öne...

Size fenalığı ikram edenleri cehennem azabıyla tanıştırma günü bugündür. Boşuna, "Dünyanın çivisi çıkmış" diye sızlanmayın.
O çiviyi yerine çakmanın tam zamanıdır... 

16 Şubat 2013 Cumartesi

ŞEYH GALİB ile BEYHAN SULTAN’ın aşkı…

MAHŞERİN ESRARI

Öyle bir sevdadır ki bu, ne yere sığar ne göğe…

Onun içindir ki, sevda demişler, aşk demişler ismine…

Senin aşkınla şad olan gönlüm, sensizliğe mahkûm olsa da

Mahşer’e kadar, içinde bulunduğum ahvalden müşteki değilim zerre kadar…

Bilirim. Gül gibidir, miski amber gibidir aşk.

Tıpkı Yusuf’a benzer…

Kokusunu almaya ise ancak bir Yakup ister…

Sevgiliye söyleyin her şeyi alıp gelsin,

Gönül tahtımı ona elimle vereceğim.

Bakışlarıyla beni durmadan yakıp delsin

Aşkıyla o sonsuza, “mahşer”e ereceğim.

8 Şubat 2013 Cuma

At Etinden Daha Kötü Ne mi Olabilir?


At Etinden Daha Kötü Ne mi Olabilir?

Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde dünyanın bellibaşlı fast food zincirlerinden Burger King’in köftesinde at DNA’sı bulundu ve kıyamet koptu.
Reuters’ın haberine göre, Burger King İrlanda’daki tesislerinde üretilen etlerine at eti karıştığını doğruladı. Sonra bu etin Polonya’dan geldiği, ancak restoranlara dağıtılmadan tespit edildiği iddia edildi. Derken bunun doğru olmadığı, at etinin ne yazık ki servis edildiği ve afiyetle yendiği ortaya çıktı.
Gıda uzmanları at etinin insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmadığını söylese de Burger King müdavimleri iki nedenle öfkeli:
  • Ne yediğini bilmek tüketicinin en doğal hakkıdır.
  • At, eti için yetiştirilen bir hayvan olmadığı için, bu etin artık başka bir işe yaramayan hasta atlardan elde edilmiş olması mümkündür. (Bu hayvanlara ömürleri boyu verilen parazit ilaçları, steroidler, antibiyotikler, pestisitli ve GDO’lu yemler ve yapılan aşılar da cabası…)
fastfoodhorsemeat 265x165 At Etinden Daha Kötü Ne mi Olabilir?
Gelin görün ki, fast food üretiminde kullanılan tüm katkı maddelerini bilseniz, at etini öpüp başınıza koyabilirsiniz. İşte bunlardan bazıları:
1. Elektronik sigara dolum sıvısı ve sentetik müshil
Milkshake sever misiniz?  O zaman kötü haberlerimiz var. Wendy’s milkshakelerinde, fast food deyince aklımıza gelen GDO’lu, cıva yüklü yüksek fruktozlu mısır şurubu, yapay aroma ve kıvam artırıcı gibi sıradan maddeler haricinde propilen glikol denen bir madde var ki bu, laksatif ve elektronik sigara dolum malzemesi olarak da kullanılıyor.
Propilen glikolün, çocuklarda nörotoksik etkisi var. Aynı madde, böcek öldürme ve saklama amaçlı da kullanılıyor. Kedi mamalarında ise kullanımı yasak.
2. Yoga matlarında da kullanılan un ağartıcı
Singapur gibi bir ülkede bu maddeyi gıda ürünlerinde kullansanız $450,000 gibi bir para cezasına ek olarak 15 yıl da hapis cezası alabilirsiniz. Gel gelelim, başka yerlerde aynı maddeyi McRib adıyla pazarlayabilirsiniz. McDonald’s da eksik olmasın, bunu yapmış. McRib, GDO’ların, zararlı kimyasalların ve hacim artırıcı malzemelerin yanı sıraazodikarbonamid diye bir madde içeriyor. Avustralya, Avrupa ve Singapur’da yasak olan bu madde, yoga matı gibi gözenekli plastiklerin üretiminde kullanılıyor.
Ve bu madde, McRib’in domuz etini oluşturan 70 maddeden yalnızca biri.
3. Silikon Meme İmplantı Dolgusu
McDonald’s Chicken Nuggets gezegenimizdeki en berbat gıdalardan biri sayılıyorsa bunun bir nedeni var. Bu üründeki “tavuk” 7 farklı malzemeden oluşuyor: Sodyum fosfat, aspir yağı, buğday nişastası, dekstroz ve özellikle tehlikeli bir madde olan otolize maya ekstraktı (özütü). Bu sonuncusu, monosodyum glutamatla (MSG) aşağı yukarı aynı şey.
McNuggets’da dimetilpolisiloksan diye bir madde daha var ki, bunun artık güvenlik endişesiyle silikon meme implantlarında bile kullanımı azaltılıyor.
4. Kimyasal salatası
Bir fast food restoranında salata yemeyi tercih ederek daha sağlıklı bir seçim yaptığınızı sanabilirsiniz. Acı gerçek şu ki, bu restoranlarda satılan her şeyde gereksiz kimyasallar ve katkı maddeleri var. McDonald’s salatalarında kullanılan ‘cilantro lime jölesi’ ve ‘portakal jölesi’ propilen glikol içeriyor (yukarıda sözü geçen laksatif ve elektronik sigara dolum sıvısı).
Bu salatalarda dikkat çeken iki kimyasal daha var: Disodyum inosinat ve disodyum guanilat. Bunların ikisi de monosodyum glutamata (MSG) eşdeğer.
Kaynak:
Anthony Gucciardi, Natural Society

ÖĞRENDİM Kİ..........


ÖĞRENDİM Kİ


Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki...

Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.


Öğrendim ki...

Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki...

Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki...

Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki...

İnsanların başına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki...

Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki...

Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.

Öğrendim ki...

Karşılık vermek
Düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki...

Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...

'Bittim' dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki...

Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki...

Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki...

Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki...

Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki...

Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki...

Para ucuz bir başarı.

Öğrendim ki...

En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...

Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki...

İki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki...

Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

Öğrendim ki...

Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.


Öğrendim ki...

Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.

Öğrendim ki...

Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki...

Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.

Öğrendim ki...

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Öğrendim ki...

Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.

Öğrendim ki...

Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki...

Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki...

Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki...

Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki...

Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki...

Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki...

Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Öğrendim ki...

İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki...

Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki...

Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

22 Ocak 2013 Salı

aşk denilen şey...

Sabahları kahvaltı yapmıyorum çünkü seni düşünüyorum. Öğlenleri yemek yemiyorum çünkü seni düşünüyorum. Gece olunca uyuyamıyorum çünkü acım. ♥ Eline almış bir çiçek sevecek sevmeyecek. Ah, koca sersem çiçek nerden bilecek. ♥ Deprem gibi girdin gönlüme, fay hattı çizdin beynime, enkalar bıraktın kalbimde, artcılar hala devam etmekte. ♥ Aşk elmayı yemekle başlar, ayvayı yemekle biter.


Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

siyahla beyaz

15 Ocak 2013 Salı

sadece dua


Sen duâ edersin ama kabul olmuyor sanırsın...
Ekmek almak için fırına gidersin. Beklerken fırıncı ile sohbet başlar. 
Ve fırıncının hoşuna gidersin, hoş sohbetsin ya!
Fırıncı başkalarına istediklerini verip aceleyle gönderir.
Bu arada sen istediğini alamadığın için sıkılmaya başlarsın.
Ama bilmezsin ki;
fırıncı yeni pişmiş en güzel ekmeği sana verecek ..